28 Eylül 2018

E-ticaret girişimlerinin en büyük dostu iyzico’nun CEO’su ve kurucu ortaklarından Barbaros Özbuğutu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hız ve verimlilik üzerine tasarlanmış ödeme sistemi iyzico’nun doğuş hikayesi ve başarısına dair ilham verici detaylara röportajımızdan ulaşabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

 

 

İşinizi kurmadan önce neler yapıyordunuz, geçmişinizden bahsedebilir misiniz? 

Kariyerime ilk olarak 1999 yılında telekomünikasyon devi Telefonica O2’nun call-center operasyonunda başladım. Ardından 2005’te ödeme hizmetlerinde dünya lideri şirketlerden biri olan Firstdata’ya operasyon birim müdürü olarak transfer oldum. 2007 yılında Firstdata iştiraki olan Telecash’e geçerek KOBİ piyasasından sorumlu satış müdürü olarak çalıştım. 2010 yılında da alternatif ödeme şirketlerinden Klarna’da Almanya pazarından sorumlu ülke müdürü olarak görev yaptım. iyzico’dan önce toplam 14 yıllık bir iş deneyimim oldu.

iyzico’yu hayata geçirdiğimde 35 yaşındaydım. Ortağım Tahsin gibi ben de Avrupa’da e-ticaret ve ödeme sistemleri alanlarında önemli kariyerlere sahiptik. Onunla bir araya geldiğimiz zamanlarda sahip olduğumuz deneyimimizi, bilgi birikimimizi ve global ilişkilerimizi Türkiye’de kullanmamız gerektiğini konuşuyorduk. Ülkedeki ödeme sistemleri konusunda fizibilite çalışmalarımıza başladık ve e-ticaret sektöründeki güncel durumu inceledik. E-ticaret dünyası için yenilikçi çözümler üretme hedefiyle 2013 yılında iyzico’yu kurduk.

 

Girişimciliğe nasıl başladınız? Sizi bu karara sürükleyen faktörler nelerdi?

Ben gençlik yıllarımda yarı profesyonel futbol oynadım. 6 yaşımda futbol oynamaya başladım, 9 yaşımda bir takıma girdim. Hatta bir süre okul ve iş hayatıyla yarı profesyonel futbolculuğu beraber götürdüm. Ancak okulda dersler benim için çok teorik kalıyordu. Böyle olunca da bir türlü üniversite hayatının içine giremedim, açıkçası sıkıcı da geliyordu. Daha çok hayatın içinde olmak istiyordum. Ders kitaplarındansa gündelik hayatta neler olup bitiyor, neler öğrenebilirim diye heyecanlanıyordum. Bence bir girişimcinin içinde yanan en büyük ateş daha yeni neler yapabilirim, neleri keşfedebilirim, çözebilirim oluyor. Kendi adıma bunu fark ettiğimde artık kurumsal hayattan ayrılmam gereken noktaya geldiğimi anladım.

Bir girişimci olarak etki yaratmak, birilerine ilham olmak çok heyecan verici. Girişimcilik hayali olan gençlerle bir araya geldiğimizde onlarla bu tutkuyu, heyecanı paylaşmak çok keyifli. Ama ortağım Tahsin’le bizi ilk başta en motive eden, bir şeyleri sıfırdan başarmak, inandığın şeyin peşinden tutkuyla koşmaktı sanıyorum. O yüzden geriye dönüp baktığımda bugün, yaptığımız işle ne kadar yol kat ettiğimizi ve artık etki yaratma gücümüzün ne kadar yüksek olduğunu gördükçe oldukça heyecanlanıyorum.

 

Kurduğunuz işle dünyayı değiştirmek istediniz mi? Eğer öyleyse amaçladığınız değişim neydi? İşinizin insanların hangi problemlerine çözüm getirmesini istediniz. 

Bence başarılı bir girişimin anahtarı bir problemi tespit edip onu çözmesinde yatıyor.  Yıl 2011 ya da 2012, Almanya’dayız. Ben Klarna’dayım, Tahsin’in kendi şirketi var. Aynı dönem Türkiye’de e-ticaret hızlanmıştı. Büyük şirketler Türkiye’ye yatırım yapmaya başlamıştı. Şirket satın almaları oluyordu ve biz de takip ediyor, Türk olduğumuz için de epey heyecanlanıyorduk. Ödeme işlemleri nasıl çözülüyor diye baktık ve bu alanda ciddi bir problem olduğunu gördük. Google’a ‘sanal pos nasıl alınır’ diye yazdık, milyonlarca sonuç çıktı, herkes, “Bankada çalışan akrabası olan var mı? Bize POS vermiyorlar.” diye yakınıyordu çünkü bankalar POS dağıtımını şubeleri üzerinden yapıyordu. Yani siz dükkânı açmadan, her şeyin yolunda gittiğini kanıtlamadan POS alamıyordunuz. Biz buradaki problemi çok net gördük ve o noktada şunun farkına vardık; Türkiye’de 2,5 milyon KOBİ var ve o gün sadece 27 bin tanesi dijital ortamda ödeme kabul ediyordu. Böylece KOBİ’lerin dijitalleştiği süreçte ödeme kabul etmeyi çözerek ilk adımı attık.

Her zaman en önemli olan doğru araçları geliştirip piyasaya çözüm sunabilmeniz.  Örneğin iyziLink ürünümüz de sosyal medya üzerinden satış yapan 850 bin tane Instagram hesabının ödeme yaparken yaşadığı sıkıntıları çözmek için geliştirildi. Düşünün Instagram’dan resim görüyorsunuz, yazışıyorsunuz, telefon numarası veriyor, Whatsapp’a geçiyor, adresi gönderiyor filan derken ödemeye gelince kadar birçok sorun yaşanıyor. Yani sağlıklı bir yapı yok ortada ama bir taraftan da hepimiz biliyoruz ki ticaret orada dönüyor. İşte bu yüzden iyziLink’i geliştirip kolay, hızlı, güvenilir alışverişi tamamlayan, bu süreci kolaylıkla yönetebileceğiniz bir çözüm aracı olarak piyasaya sunduk.

Şimdi iyzico Korumalı Alışveriş hizmetiyle ile de internetten alışverişte güven sorununa çözüm getiriyoruz. “Kredi kartım çalınır m?ı”, “İnternet sitesinde gördüğüm ürün gelir mi?” gibi tüm sorularınız için 7/24 bizimle iletişime geçebiliyorsunuz ve iyzico alışverişlerinizde ödemeden teslimata yanınızda oluyor. Bu sayede internet sitelerinin müşteri kaybetmesinin de önüne geçiyoruz. Anlayacağınız e-ticaretin sorunlarını çözecek, dijitalleşen alışkanlıklarımız için sürekli yeni araçlar üretmek bizim işimiz.

 

İşinizi ne kadar sermaye ile kurdunuz? Sermayenizin kaynağı neydi? Eğer sermayeniz yeterli değilse, girişiminizin ilk dönemleri nasıl geçti? Ne gibi sıkıntılar çektiniz. Özel hayatınız bu sıkıntılardan nasıl etkilendi?

2011’de Tahsin’le yollarımız kesiştiğinde aynı kafada iki insan olarak neyi, nasıl, nerede yapacağımızda tamamen hemfikirdik. Ve kendi işimizi kurma fikri ilk bu zamanda çıktı. Bu yüzden de biz, e-ticaret şirketlerinin hayatını kolaylaştıran, dünyanın her yerine satış yapmalarını sağlayan, tüketicilere güvenli ve en iyi ödeme hizmetini sunacak bir teknoloji şirketi kurma hayaliyle bankaların kapısını çaldığımızda aslında her şey çok kolay olacak sanmıştık ancak işler hiç öyle olmadı.

11 ay boyunca birçok kez gidip projeyi anlatmak zorunda kaldık, kurduğumuz hayali anlamayan birçok insanla sayısız toplantı yaptık. Ama inandığı bir şeyi karşı tarafa anlatana kadar peşini bırakmayanlardanım. Disiplin, hedef belirleme ve tutkunun kafanıza koyduğunuz şeyi yapmak için doğru bir üçlü olduğunu düşünüyorum.

Tabii ki yola ilk çıktığımızda sermaye anlamında da ciddi bilinmezler vardı. Ancak Tahsin’le beraber ödeme alanındaki deneyimimize, bilgi birikimimize ve global ilişkilerimize dair inancımız tamdı. İlk başta sadece kişisel sermayelerimizle Türkiye’deki ödeme sistemleri konusunda fizibilite çalışmalarımıza başladık, e-ticaret sektöründeki güncel durumu analiz ettik. Daha sonra Ekim 2012’de Speedinvest’in de aralarında bulunduğu Pachicle grubundan 1 milyon dolarlık yatırım taahhüdü ve Beenos aracılığıyla 400 bin dolarlık yatırımı aldıktan sonra ilk yatırım turumuzu tamamlayarak iyzico’yu hayata geçirdik. Ağustos 2014’te 212’nin katıldığı yatırım turuyla 1,4 milyon dolar, Mayıs 2015’te IFC liderliğinde Endeavor, Pahicle ve 212’nin katılımıyla 6,2 milyon dolar yatırım aldık. 2017’ye geldiğimizde ise Ocak ayında Vostok Emerging Finance liderliğinde 212 ve IFC’nin katılımıyla 13 milyon dolar, Amadeus Capital Partners’dan da 2 milyon dolar yatırım aldık. Bugüne kadar, yedi yatırımcı grubundan toplam 24 milyon dolar yatırım almış olduk.

5 sene gibi kısa bir zamanda iyzico’yu ödeme sistemleri hizmetleri alanında Türkiye’nin öncü firması haline getirmek, linkle ödeme alma ürünümüz iyziLink’i ve bugüne kadar sadece bazı e-ticaret platformlarının verebildiği Korumalı Alışveriş hizmeti gibi birçok innovatif çözümü Türkiye’deki tüm dijital pazara sunmanın haklı gururunu ekip olarak yaşıyoruz. Ve tabii ki bu başarı kolay elde etmedik. Bugün hala ailem ve iyzico dışında çok aktif bir sosyal hayatım yok. Benim için “online” olmama gibi bir durum asla söz konusu değil. Ama diğer taraftan “Sevdiğiniz şeyi yaparsanız, hayatınızda bir gün daha çalışmak zorunda kalmazsınız.” diye bir söz vardır ya, sanıyorum iyzico’daki ekip arkadaşlarımla biz bu ruhu yakaladık.

 

Yaşadığınız zorluklar nelerdi ve nasıl üstesinden geldiğiniz?

Tabii ki sayısız zorluk yaşadık. Hangi birini anlatayım ki? Ama sanıyorum 2014 sonuydu, sistem veri tabanımız silinmişti ve sonucunda tam dört saat ödeme alamadık. Ödeme alamamak, bizimle çalışan tüm şirketlerin satış yapamaması demek. O süre içinde tecrübelerime dayanarak “Tamam, bu iş bitti.” dedim. Ancak durumu kabullenip şeffaf bir iletişimle, hatamızı saklamak yerine açık ve net olarak bilgi verdik ve hizmet veremediğimiz süre içinde üye iş yerlerimizin yaptığı ciroyu kendi bütçemizden karşıladık. Bizim için çok önemli bir öğrenme süreci oldu. Yatırım turlarında da siyasi ve ekonomik şartlar kimi zaman pek olumlu gitmedi. Gezi olayları, 15 Temmuz derken yabancı yatırımcının gözünden olumsuz algılanacak pek çok olay yaşandı ama biz Tahsin’le yaptığımız işe, e-ticaret ekosistemine sunduğumuz çözümlere inanarak iyzico’yu yatırımcılara anlattık ve ihtiyacımız olan desteği alabildik.

Bugün geldiğimiz noktada da en detaylı üzerinde kafa patlattığımız unsur, iyzico çalışma kültürü. Bunun şirkette herkes tarafından anlaşılması ve benimsenmesi çok önemli. Şu an 130 civarı çalışanımız var ama büyümeye devam edeceğiz. Bu esnada, yenilikçi, çözüm odaklı, hızlı, mutlu, kendiyle barışık çalışma arkadaşlarıyla yola devam etmek önceliğimiz. Üretmeyi seven, kendi sorumluluk alanını yaratan insanları ekibimize dahil etmek istiyoruz. Tabii bu idealde olduğu kadar pratikte o kadar kolay olmayabiliyor.

 

En büyük motivasyon kaynağınız?

Eşim ve kızlarım. Ve sabahları ofise gelip etrafımda, ortağım Tahsin’le kurduğumuz hayale inanan, bunun için gece gündüz çalışan ekip arkadaşlarımı görmek.

 

Girişiminizle ilgili sizi ileriye taşıyan gelişmeler nelerdir ve bu gelişmeleri neye borçlusunuz? Paypal gibi şirketler açılmamışken İran pazarına açılmanın size nasıl etkileri oldu. 

Biz, iyzico’da her şeye veriyle karar veririz. Bu da deneme yanılma payını minimuma indirirken geliştirdiğimiz araçların piyasanın ihtiyacına doğrudan yönelik çözüm sunmamızı sağlıyor. İran’da o dönem gördüğümüz bir fırsattı. İran pazarında da ödeme alanındaki birçok engeli iyzico olarak çözmek istedik. Ancak değişen konjonktür buna el vermedi dolayısıyla bölgedeki operasyonumuzu sonlandırdık.

Aslında tüm dünyada finansal teknolojiler ve ödeme sistemleri alanında birbirine benzerlik gösteren çözümler üretilse de aslında iyzico olarak çok iyi biliyoruz ki ödeme lokal bir bilgi ve deneyim gerektiriyor. Ekip olarak bu bilginin ışığında iyzico’yu daha ileri taşımak için çalışıyoruz. Geçtiğimiz haziranda duyurduğumuz 12 Doğu Avrupa ülkesine açılımımız da lokal uzmanlığımız kapsamında bizi bir sonraki hedefe taşıyacak gelişmelerden.

 

iyzico 13 milyonluk dev bir yatırım aldı. Aynı zamanda Fintech 100 listesine girdi. Bu başarının sırrı nedir?

Müşterilerimizin ve e-ticaret piyasasının ihtiyaçlarını doğru analiz edebilen ekibimiz ve bu yönde çözümler üreten teknolojimiz sanıyorum iyzico’un sırrı. Biz 2013 yılında Tahsin’le bu yola baş koyduğumuzda işini dijtalleştirmek isteyen herkesin sanal posla ödeme almasını mümkün kılmak istiyorduk. Bugün 17 binden fazla üye iş yerinin internet üzerinden ister taksitle ister peşin satış yapıp ödeme almasını sağlıyoruz. Bunlar arasında dünyanın en büyük markaları da var Kayseri’deki bir KOBİ’de. Bugün artık iyzico için şunu rahatlıkla söylebiliriz: “Biz, Türkiye’de ödeme kabul etmeyi çok daha demokratik hale getirdik.” Maslak’tan da Adana’dan da iyzico.com’a girip, kolayca hesap açıp dünyanın her yerine satış yapmak mümkün. Bizim yaptığımız teknolojiyi kullanarak ödeme kabul etmeyi demokratik hale getirmek demek. iyzico’yu Türkiye’nin 78 ilinden ve KKTC’den kullanan müşterilerimiz var. Son üç sene içinde 4,5 milyon kişiye dokunduk. Türkiye’de e-ticaretin hedef kitlesi 10 milyon kişi. Yani hedefin yüzde 50’sine ulaştık, seneye bu yüzde 70’e çıkar sonra da yüzde 100’ü buluruz diye düşünüyorum.

 

Heyecan dolu bir girişimci adayı için 3 tavsiyeniz neler olur?

Türkiye’de girişimcilik ekosistemi son yıllarda ciddi bir ivme yakaladı. Bundan 4-5 yıl önce yeşeren ekosistem, şu an ciddi oyunculara sahip. Bu açıdan bakıldığında, bugün iş fikri olup bir girişim başlatmak isteyen kişiler inkübasyon merkezlerine, hızlandırılmış programlara veya yatırımcılara rahatça ulaşabilir durumdalar. Türkiye’de yeni girişimciler elbette çok farklı konularda problemler yaşıyor. Ancak problemin olduğu yerde fırsatlar da var. Asıl mesele, girişimcinin problemleri nasıl fırsata çevireceğidir.

Bir problem çözmek için uğraşan girişimcilere ilk tavsiyem çok iyi bir ekip kurup onlara güvenmeleri ve beklentilerini netleştirip, kendilerine acımasızca dürüst olabilmeyi becermeleri. Ama bunlardan daha da önemlisi hedeflerini çok iyi belirleyip odaklanmaları ve bu süre zarfında hatalarından her zaman öğrenip odaklandıkları şeye doğru devam etmeleri olurdu.