Photo by Kai Pilger on Unsplash
Mert Can Elkaya, Kurucu @ Yelkenist, Startup Gönüllüsü @ StartupMarket
Herkese selam,
Başlıktaki konuya gelmeden önce biraz girişimcilikten ve özellikle Türkiye’deki girişimlerden bahsedelim;
Türkiye’de hepimizin bildiği gibi herkesin bir fikri var, hepsi birbirinden efsane, hepsi dünyayı değiştirecek, NDA imzalamadan paylaşılamayacak fikirler… Girişimlerin aşamalarını bir piramide benzetsek en geniş tabanı oluşturan fikirlerden sonra piramitin üst katlarına doğru çıkınca sayılar düşüyor. Türkiye’de girişim sayısı da yüksek ama fikirlerden çok çok daha azdır, burada bildiğim kadarıyla resmi girişim sayısı yok ama herkes bu sayının binler olduğuna hem fikir olur diye düşünüyorum (KOBİleri bir dahil etmeyerek). Piramidin kurulmuş girişimlerden bir üst basamağında da yatırım almış girişimler var, bu basamakta da sayı çok büyük bir düşüş yaşıyor. Bu basamak kendi içinde Tohum, Melek, Series A, Series B, Series C, gibi kırılabilir ama zaten burada da ne kadar ilerlerseniz sayı o kadar düşüyor. (Bunları rakamlarla desteklemek çok isterim, bildiğiniz kaynaklar varsa atabilirseniz onları da paylaşalım burada.)
En üst basamak da zaten EXIT ama bu belki iki elin parmakları kadar. 140 Journos’un Girişimcilik serisinde Onedio’dan Samet İnanır ne diyor, “Türkiye’deki start-up ekosisteminin en büyük sıkıntısı satın alma kısmında. Exit yok Türkiye’de. İnsanlar start-upları kuracaklar, yatırımcılar bunlara yatırım yapacaklar, peki sonra? Birinin gelip bu şirketleri satın alması lazım ki yatırımcı yaptığı yatırımın karşılığını bulsun.” En büyük sıkıntısı dendiği için belki tartışılabilinir ama büyük sıkıntılarından biri olduğu açık.
Geçen hafta Startups Watch’ın yaptığı sunumda (Sunum hakkındaki detayları buradan aldım.) “Türkiye’de kurulan girişimlerin 30’u 2018 yılında satıldı. Satış tutarlarının toplamı ise 1.4 milyar doları geçti.” bahsedilmiş. $1.4 Milyar tabi ki az bir para değil ama bütün ekosisteme bakınca ve yapılanlara bakılınca aslında Türkiye için çok az. “Yemeksepeti.com 589 milyon dolar değerlemeyle Delivery Hero tarafından satın alındı” başlığını hepimiz hatırlarız, bunları senede 5–6 defa duymaya başlasak, sonra haftada birlere kadar çıkarsak kötü mü olur?
Bu başarıları oluşturmak, bu haberleri çıkartmak da bir yere kadar bizim elimizde aslında, biz Getir’i kullansak, onu büyütsek yurtdışından gelecek bir firma, belki yine Delivery Hero bir satın alma yapar. Burada Getir bir örnek sadece, bu örnekler çoğaltılabilinir, websitelerini kişiselleştirmek için Dynamic Yield yerine Insider’ı kullansak Insider da exit yapar, (Burada küçük bir disclaimer, Kasım 2018’e kadar 1.5 yıl Insider’da çalışmıştım.) Fiverr yerine BiOnluk kullansak, Freelancer yerine UzmanKirala.com veya OthersApp kullansak, gibi örnekler çoğaltılabilinir.
Burada yanlış anlaşılma olmasın, X yerli girişim hizmeti 100 TL’ye sunuyorken, Y yabancı girişim veya exit yapmış girişim aynı hizmeti aynı kalitede 80 TL’ye sunuyorsa, Y’yi tercih etmeliyiz. Bu yazıda elimizden geldiğince yerli girişimlere ve girişimcilere yardımcı olmaya çalışalım diyorum ama bu yerli girişimlerin de ürünlerinin, servislerinin kalitelerini ve fiyatlarını en az (fiyatta en fazla tabi) yabancı rakipleri kadar sunmaları gerçeğini değiştirmiyor, bu da onların/bizim sorumluluğumuz olsun. Sonuçta kullanıcı/müşteri olarak bizim de bazı beklentilerimiz var. Ancak,
İki girişim aynı/benzer hizmeti aynı/benzer kalitede ve fiyata sunuyorsa, almadan önce bir düşünelim,
Kimin işine daha çok yarar?
Çünkü, en sonunda görmek istediğimiz bu:
Bu ne demek? GBA’daki yatırımcılar para kazandılar; bir, etraflarına bu “melek yatırımcılık”tan para kazanılabileceğini gösterdiler, ki başkaları da melek yatırımcı olsun, iki, eğer yatırım yapmaya devam etmek istiyorlarsa da 96 adet girişime daha Insider’a yaptıkları yatırım miktarının aynısını yapabilirler.
Burada “Eee diyelim başarılı olduk ve hepimiz artık Getir’den sipariş vermeye başladı. Bu sefer de YemekSepeti battı ve yabancı yatırımcı Türkiye’de yatırım yapmanın çok güvenli olmadığını düşünmez mi” diye bir argüman üretilebilinir. Onun için YemekSepeti’ne karşı hiçbir düşmanlığım olmadığını, hatta bu yazıyı yazarken YemekSepeti’nden sipariş ettiğim yemeği beklediğimi söylemek ve bu alanda birden fazla büyük girişim/şirketin bulunabileceğini eklemek istiyorum.
FoundedinTR’ye Not: Burada topu FoundedinTR.com sahiplerine atıyorum, websitenizin Türkçe bir versiyonunu da hazırlarsanız, belki aramızda İngilizcesi o kadar iyi olmayanlar da vardır. Hepimiz hangi konularda hangi girişimler var bakıp, hatta onlar hakkında yorumlar yapabilirsek hem iyi hem kötü, feature tavsiyeleri sunabilirsek çok güzel olur, ya yerli opsiyonları tercih ederiz ya da yerli opsiyonların yabancıların seviyelerine çıkmalarına yardımcı oluruz.
Getir’e Not: Bizlerin sizi tercih etmesi için yazıda size de çok fazla sorumluluk yükledim. Biz sizi tercih etmek istiyoruz ama siz de rakiplerinizden daha iyi teknoloji, kalite ve servis sunmalısınız. (Şu ana kadar hiç sıkıntım olmadı ama bu maraton sonuçta 🙂 ) Bir de, artık şu eczanelerde satılan reçetesiz ürünleri de getirseniz efsane olacak. Sabah kalkınca, evde yoksa kim gidip Alka Seltzer veya Rennie alacak eczaneden?
Scotty’e Not: Sizin ekibin, sürücülerin yeri ayrı, tanıştığım hepsi çok kafa dengi insanlar. Getir’i sattıralım size de geliyoruz ama o zamana kadar da ışınlanmaları sizden yapıyoruz, merak etmeyin.